
Engellilik, bireyin değil sistemin sınavıdır. Engelli bireyler olarak bizler, toplumun en görünmeyen, en çok unutulan ama en ağır bedeli ödeyen kesimiyiz. Her kriz, her afet, her reform dalgası önce bizi vurur. Çünkü biz, zaten toplumun en alt basamağına sıkıştırılmış haldeyiz.
Engelsiz Dünya Federasyonu olarak bu Engelliler Haftası’nda haykırıyoruz:
“Biz olmadan alınan her karar, bizim üzerimizde yapılan her uygulama eksiktir, yanlıştır, adaletsizdir!”
Engellilerle ilgili bir mesele mi konuşulacak?
O masada önce engelli bireyler olmalı.
Bir düzenleme mi yapılacak?
Kalemin ucunda önce bizim sesimiz olmalı.
Bizim hakkımızda bizim adımızla değil, bizimle konuşun!
Yaşama, yönetime, siyasete, eğitime, afet planlarına, şehirlerin mimarisine dair ne varsa, biz de orada olmalıyız. Çünkü bir şey bizim adımıza konuşuluyorsa ama biz yok sayılıyorsak; orada eşitlik yoktur, insanlık yoktur!
Ne istiyoruz?
• Engellilerin olduğu her alanda karar verici olarak yer almak,
• Erişilebilirliği bir hak, bir öncelik ve bir standart olarak kabul ettirmek,
• Engelli bireylerin sadece mağdur değil, özne olarak görülmesini sağlamak,
• Eğitimden istihdama, sağlıktan sosyal hayata kadar tüm haklara eşit erişim.
Bu hafta, kutlama değil; hak mücadelesinin sesidir.
Bu hafta, acıların arkasına saklanmak değil; eşitliği cesurca isteme zamanıdır.
Bu hafta, süslenmiş cümleler değil; adaletle örülmüş politikalar haftasıdır.
Unutmayın:
Engelliler yoksa, o karar eksiğiyle doğar.
Engelliler yoksa, o masa zaten devriktir.
Ve engelliler yoksa, o toplum asla “tam” değildir.
Engelleri aşa aşa değil, YIKA YIKA başaracağız!




