
Kahramanmaraş merkezli 2 deprem ile yüzyılın felaketini yaşadık. Onbinlerce insan yaşamını yitirdi. Onbinlerce de binamız yerle bir oldu veya hasar aldı. Hasar alan binalarda bizler haklı olarak müteahhitleri, belediyelerin ilgili birimlerini, diğer yetkilileri hedefe alarak bu işin tek sorumlusu onlarmış gibi düşündük ve davrandık. Aslında bu kadar ölüm ve tedbirsizliğin en büyük sebebi biziz.
Buna biz sebep olduk yani sistemin ta kendisi. Bize dokunana kadar her şeye göz yumduk. Engelli rampası standartlara uygun değil dendiğinde engellinin burda ne işi var, yapacak yerde yok alanım daralıyor dedik. Asansör zorunlu koymalısınız dediler, ne gerek var dedik, erişilebilirlik kurallarına uygun yapılar yapın yoksa toplumun büyük bir kısmı mağdur olacak dediler, ne gerek var biz geçiyoruz onlar evlerinde otursunlar zaten ne işleri var burada dedik. Zemin kötü, burası bataklık, ova, bina olmaz dediler, manzaram güzel olsun, konumum güzel olsun, merkezi yer olsun dedik. Her şeye o kadar ne gerek var dedik ki müteahit ne gerek varı sistemin bir parçası olarak benimsedi. Demirden çaldı, çimentodan çaldı hayatımızdan bir ömür çaldı. Uzun lafın kısası bu kadar insanın katili aslında biziz ve ben eğer bunlardan birine bile göz yummuşsam suçumu itiraf ediyorum.