
ENGELSİZ ŞEHİRLER
Şehirler engelli, engelsiz, yaşlı, genç, çocuk, bebek her bireyin birlikte yaşadığı yerlerdir. Bir şehrin planlaması yapılırken o şehirde yaşayan tüm bireyler göz önüne alınarak dizayn edilmelidir. Tüm kentin farklı özellik ve yetiye sahip tüm bireyler tarafından uygun hale getirilmesi öncelikle bir “etik” ve “vizyon” meselesidir. Özellikle kamusal alanların tesis, bakım, yönetim konularında sorumlu yerel yönetimlerin idari kadrolarından bu etik görevi yerine getirebilecek vizyon, altyapı ve bilgi birikiminin olması önemlidir. Günlük siyasi kararlarla yapılan programların etkin ve etkili olması elbette ki beklenemez.
Vizyon sahibi karar vericilerin, otoritelerin planladığı etik görevlerin gerçekleşmesini sağlayacak teknik kadrolarında “bilgi” ile donanmaları gerekmektedir. Gerekli bilgilerle hazırlanmış tasarım rehberlerine uygun planlama, tasarım ve uygulamaları yapılmış yapılı çevrede, bu alanların uygun kullanılması için empati kurabilen duyarlı bireylerden oluşması kısaca “toplum farkındalığının’’ yaratılması önemlidir.
Kaldırımı, rampası ve engelli işareti teknik şartlara uygun olarak tasarlanmış alanların işlerliği ancak bu alanlara park etmeyen, kaldırımlarda yayaya engel olmayan, empati yeteneği gelişmiş ve farkında olan bireyler ile gerçekleşecektir. Bireyin yanlış tutum ve davranışları sonucunda engelli bir birey için doğacak sonuçları hatırlatmak ve farkındalığı güçlendirmek için ülkemizde ve yurtdışında yapılan uyarıcı ve yaratıcı örnekler vardır.
Erişilebilirliğin sağlanması, izleme ve sürekliliği, standartlara uygunluğun her aşamada sağlanması ve denetlenmesi ile mümkündür. İmar planlarında kat yüksekliklerinin yanı sıra yaşlı ve engelli tüm bireylerin bağımsız, güvenli ve konforlu bir çevrede bireysel gereksinimlerinin (alışveriş, sağlık, yürüme vb.) ve uygun servislerin kurgulanması gereklidir. Kamusal alanlarda çeşme, yeterli sayıda ve uygun standartlarda tuvaletlerin, gölgeli oturma ve yürüme mekânlarının olması şarttır. Yerleşim alanlarında yerel küçük işletmelerin varlığı, kent planlamada ekonomi politikalarında öncelik almalıdır.
Küçük mahalle işletmeleri (berber, kuaför, kasap, bakkal, çay bahçeleri gibi alanlar) toplumdaki tüm bireylerin, özellikle yaşlı ve engelli bireylerin, sosyal iletişim içinde oldukları sosyalleşme mekânları olarak değerlendirilmelidir. Ortak Tasarım Rehberleri (standart) hazırlanmalı ve bu standartlar tüm kentte aynı olmalıdır. Her bir yerel yönetimin ideolojisi ne olursa olsun kentin tamamında aynı standartlarda kentsel tasarım uygulanmalıdır. Birey, kentin tüm noktalarında aynı servis ve hizmetlere erişebilmelidir.
Örneğin; görme engelli bir birey kentin neresine giderse gitsin kentsel donatıların yolun ne tarafında olduğunu bilmelidir. Yol ağaçları standartlara uygun olarak, donatılar ise engel olmayacak bir biçimde tüm kente aynı normlarla yerleştirilmelidir. Parçacı yaklaşımlarla (tek bir meydanın erişilebilirliği, belirli noktalarda uygun kaldırım ve rampa) sorunun çözümü zor ve zahmetlidir. Bu nedenle bütüncül yaklaşım önemlidir.
Sözde ayrıcalık yaratmak amacı ile sadece engelli bireylere özel yapı olarak düşünülen, iyi niyet yatan ancak temelinde uygun olmayan uygulamalardan ve etiketlemelerden kaçınılmalıdır. Bireyi farklı, özel ya da ayrıcalıklı olduğu izlenimini uyandıran uygulamalar yerine toplumdaki tüm bireylerin birlikte yer alacağı aynı alanda alternatifler içeren aktivite alanları ile ortak mekânlar yaratılmalıdır.
Yaya yolları ve bisiklet yolları toplum sağlığına katkıda bulunan, obezitenin engellenmesinde bireyi harekete teşvik eden faydalı olan işlevsel uygulamalardır. Bu alanların, yürümek için alet kullanmak zor unda olan yaşlı bireylere de uygun planlanması ve tasarlanmasına özen gösterilmelidir. Farklı, yaratıcı, pratik çözümler denenmeli, kentsel alanları canlı, neşeli, bireyi katılımcı olmaya teşvik eden uygulamalar, etkinlikler ve şenlikler organize edilmelidir. Yaratıcı, pratik ve ekonomik uygulamalarla, geçici olarak ya da belirli günlerde; sokak, meydan, pazaryeri yeşil alanlara, “sosyal arenalar” haline dönüştürülerek; yaşlı, engelli ve tüm bireyleri açık ve yeşil alanlara gitmeye teşvik edecektir.
Yurtdışında sıklıkla yapılan “hareketli park (mobil park)”, “park günü (parking day)” gibi uygulamaları, hafta sonları belirli mekânları (sokak, pazar yeri vb.) yeşil toplanma alanlarına dönüştürerek, bireyleri bir araya getiren başarılı ucuz ve pratik küçük park yaklaşımı örnekleridir. Pazarlar toplumdaki bireylerin ucuz, taze ve güvenli gıda alışverişlerini yaptıkları önemli alanlardır. Özellikle yerleşim birimlerinde erişilebilir, düzenli, küçük ölçekli de olsa pazar alanları açık olmadıkları diğer günlerde şenlik, festival, toplantı vb. amaçlara hizmet eden çok fonksiyonlu sosyalleşme olanağı veren açık alanlar şeklinde portatif yeşil alanlar uygulamaları ile tasarlanabilir.
Önemli bir diğer konu da teknolojinin kullanımıdır. Özellikle genç kuşak için enformasyon, internet ve bilişim teknolojileri pratik ve uygulanabilir olmasına karşın ülkemizde teknolojiye aşina olmayan bireylerin de olabileceği ve bu durumun da mevcut hizmetlerin ve servislerin erişimini kısıtlayabileceği öngörüsü ile teknolojinin kullanımında yalınlık, sadelik ve anlaşılabilirliğin önemli olduğu unutul mamalıdır.
Erişilebilir Kent” kavramını dar bir kapsamda engellilerin de düşünülerek tasarlandığı kentler olarak algılamak yanlıştır. Herkes için erişilebilir kent; toplumda yer alan her bir bireyin hem sosyal yaşama katılabileceği hem de bağımsız olarak hareket edebileceği huzurlu ve güvenli olarak dışarı çıkma isteğini arttıran ekolojik ve daha yeşil bir çevrede hizmetler sunan kent olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizde çeşitli yerel yönetimlerin engelsiz kent olarak takdir edilecek çabaları ve uygulamaları (İstanbul, Konya, Ankara vb.) görülmekle birlikte yapılan bu uygulamalar, kentin belirli alanları ile sınırlı kalmaktadır.
Herkes için erişilebilir kentleri yaratmak bu kentlerde yaşamak da yaşamı daha anlamlı kılacaktır. Unutmayalım ki kentlerde ki engelleri kaldırırsak, bireylerde ki birçok engelde kalkmış olur. Erişilemez şehirler yüzünden evinden çıkamayan engelli bireyler erişilebilir şehirler dizayn etmemi halinde sosyal hayatta daha çok yer alacaklardır ve önlerinde ki birçok engel ortadan kalkmış olacaktır.