
Otizm… Söylenmesi kolay, anlaşılması zor bir kelime. Çoğu kişi için sadece mavi bir kurdele, birkaç farkındalık paylaşımı ve “özel çocuklar” romantizmiyle sınırlı bir algıdan ibaret. Oysa otizm, sadece bir nörogelişimsel farklılık değil; sistemin, eğitimin, istihdamın, mimarinin ve hatta toplumun ta kendisinin yeniden düşünülmesi gereken bir gerçekliktir.
Otizmli bireyleri anlamıyoruz; çünkü dinlemiyoruz.
Onlar ses çıkarmadığında “tepkisiz” diyoruz. Hayır, o bir protestodur. Göz teması kurmadığında “ilgisiz” diyoruz. Hayır, o başka bir iletişim biçimidir. El çırptığında “uyumsuz”, tekrarlayan davranışlar gösterdiğinde “anormal” diyoruz. Oysa onlar, bu dünyanın gürültüsünden, sahteliğinden, hızından bıkan; iç sesini takip eden nadir insanlardır.
Ama asıl sorun şu: Biz kimin “uyumsuz” olduğuna kim karar veriyor?
Otizmli bireyler mi, yoksa onları kalıplara sokmak isteyen biz miyiz?
Eğitim Sisteminde Sessiz Ayrımcılık
Otizmli çocuklar için özel eğitim sınıfları açılıyor ama o sınıflar ne kadar nitelikli?
Bir öğretmenin “otizm nedir?” sorusuna yanıt veremediği bir ortamda hangi pedagojiden söz edebiliriz?
Onları kaynaştırma sınıflarına alıyoruz ama diğer öğrencileri, velileri, hatta öğretmenleri bu sürece hazırlıyor muyuz? Hayır.
Sonuç? Otizmli birey yalnızlaşıyor, ötekileştiriliyor ve sistemin dışında bırakılıyor.
İstihdamda Yok Sayılan Bir Gerçeklik
Otizmli bireylerin iş hayatında ne kadar yer aldığını biliyor musunuz?
Kamu kurumları, özel sektör ve sosyal kooperatifler bile otizmli bireylere iş vermekte tereddüt ediyor.
Oysa bazı otizmli bireyler detaylara olağanüstü odaklanabilir, bazıları ritüellere inanılmaz sadıktır. Bunlar birçok meslek için büyük avantajdır.
Ama biz, “standart” olanı seçiyoruz; çünkü “farklı” olanı yönetemiyoruz.
Mimari ve Toplumsal Erişilebilirlik: Görsel Gürültünün İçinde Kaybolanlar
Bir alışveriş merkezi düşünün. Yüksek sesli anonslar, ışık patlamaları, karmaşık yönlendirmeler…
Otizmli bir birey için burası cehennemin ta kendisi olabilir.
Ama otizme duyarlı mimari? Yok.
Otizmli bireylere yönelik sessiz saat uygulaması? Nadiren.
Toplu taşıma, hastaneler, kamu kurumları? Onlar için değil, bizler için tasarlanmış.
Otizmde Hak Temelli Yaklaşım: Merhamet Değil, Adalet!
Otizmli bireyler için merhamet değil, hak talep ediyoruz.
Bir bireyin farklı olması, onun toplumdan dışlanmasını haklı çıkarmaz.
Eğitime erişim, istihdama katılım, sosyal hayata dahil olma… Bunlar lütuf değil, anayasayla garanti altına alınmış haklardır.
Ve biz bu hakları sunmakta değil, engellemekte çok başarılıyız.
Son Söz: “Otizm Farkındalığı” mı dediniz?
Farkındalık, bir günü boyamakla olmaz.
Farkındalık, çocuğunu otizmli bir sınıf arkadaşıyla empati kuracak şekilde yetiştirmekle başlar.
Farkındalık, iş yerinde “nöroçeşitlilik” politikaları geliştirmekle devam eder.
Ve farkındalık, otizmli bireylerin bizden daha az değil, sadece farklı bir evrende yaşadığını kabul ettiğimizde tamamlanır.
Bugün Otizm Farkındalık Günü. Ama yarın da var.
Ve otizmli bireyler her gün var.
Onlara sadece bir gün değil, yaşanabilir bir dünya borçluyuz.